Düzelmek аванланса кай- İyileşip gitmek аванланса пăр- İyileşmek, iyi olmak, düzelmek аванланни


монархи (moharhi) Monarşi. монархиллё



бет17/45
Дата19.07.2016
өлшемі8.1 Mb.
#210868
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   45

монархи (moharhi) Monarşi.

монархиллё (monarhillé) Monarşi, monarşik.

монархист (monarhist) Monarşist.

монархизм (monarhizm) Monarşizm.

мoнax (Monah) Muhabbet kuşu.

монгол (Mongol) Moğol.

Монголла (Mongolla) Moğolca, Moğol dili.

монтёр (montyor) Montör; elektrikçi.

мораль (moral’) Moral.

Мордва (Mordva) Mordva. Мордва республики Mordva Cumhuriyeti.

морен/ морин (moren/ morin) 1. Tavşan. 2. Kaçak yolcu.

моркка/ муркка (morkka/ murkka) Püskül.

морфема (morfema) Biçim birim.

морфологи (morfologi) Biçim bilgisi, morfoloji.

моряк (moryak) Denizci.

мopянкa (moryanka) Tundra ördeği.

мотор (motor) Motor.

мотоциклет (mototsiklet) Motorsiklet.

мрамор (mramor) Mermer.

музей (muzey) Müze.

музыкант/ музыкçă (muzıkant/ muzuk şśw) Müzisyen.

мука (muka) Aptal, ezberci.

муклашка (muklaşka) Yığın, küme, topak, blok. тăпра муклашки Toprak yığını. сахăр муклашки Şeker topağı.

муклашкалан- (muklaşkalan-) Yığmak, kümelemek, toplamak.

муклашкаллă (muklaşkallw) Topak, küme, yığın. муклашкаллă сахăр Topak şeker. муклашкаллă тăпра Yığılmış toprak, toprak yığını.

мул (mul) Mal, mülk, eşya, zenginlik, varlık.

мулатук (mulatuk) Çekiç.

мулаххай (mulahhay) Kulaklıklı yün şapka.

мулкач (mulkaç) Tavşan. çёр мулкачё Kır faresi. мулкач хăлхи, мулкаш хăлхи İnci çiçeği.

мулла (mulla) Molla, hoca.

муллан- (mullan-) Zenginleşmek, mal mülk sahibi olmak.

муллă (mullw) Zengin, varlıklı, hali vakti yerinde.

мулсăр (mulswr) Orta halli; mütevazı; kıt, dar.

муми (mumi) Mumya.

мункун (munkun) Paskalya.

мунча (munça) Banyo. мунча умё (hamamda) soyunma odası. мунча хут- Banyo yakmak, banyo hazırlamak. мунча кёр- Yıkanmak, banyo yapmak. мунча кёрт- Yıkamak, banhyo yaptırmak. мунча чулё Banyo taşı.

мунчавăр (munçavwr) Rahip.

мунчала (munçala) Lif, kese.

мунчалaн- (munçalan-) Lif lif olmak. мунчаланса кай- Lif lif olmak.

мунчалăх (munçalwh) Banyo malzemesi.

мур (mur) 1. Salgın. 2. Şeytan.

мур карти (mur karti) Ölen hayvanların gömüldüğü yer.

мурла (murla) Salgın şeklinde, salın gibi.

муртак (murtak) Gevrek, kırılan, gevşek.

муртаклан- (murtaklan-) Gevrekleşmek, kırılganlaşmak.

муртăх (murtwh) evrek, kırılgan.

Мускав (Muskav) Moskova.

мускул (muskul) Kas, adale.

мускуллă (muskullw) Kaslı, adaleli.

мут (mut) Fesat, sorun yaratan, kurnaz.

мутала- (mutala-) Karıştırmak; şaşırtmak; birbirine karıştırmak, benzetmek; bulaştırmak.

муталан- (mutalan-) Girişmek, tutuşmak, karışmak, koşuşumak, bulaşmak.

муталанчăк (mutalançwk) Karışık, dolaşık, girişik.

муталаш- (mutalaş-) Boş yere uğraşmak, şuna çabalamak, sonuçsuz yere çalışmak.

муташла- (mutaşla-) Karıştırmak, bulaştırmak; aklını karıştırmak, dolaştırma, şaşırtmak çapraşıklaştırmak.

мутакла- (mutakla-) Yaralamak.

муфлoн (muflon) Korsika koyunu.

мухмăр (muhmwr) Mahmurluk. мухмăрпа аптăра- Mahmurluktan sıkıntı çekmek. муxмăр уç- Mahmurluğunu bozmak.

мухмăрла- (muhmwrla-) 1. Sarhoş olmak, mahmurlaşmak. 2. Mahmurlukla, sarhoş halde.

мухта- (muhta-) Övmek, göklere çıkarmak, pohpohlamak.

мухтав (muhtav) Övgü, takdir, alkışlama, tasvip, onay. мухтава тух- Ün salmak, şöhret kazanmak.

мухтавлă (muhtavlw) Ünlü, namlı, şanlı. tanınmış.

мухтан- (muhtan-) Övünmek, yüksekten atmak.

мухтанни (muhtanni) Böbürlenme, övünme.

мухтанчăк (muhtançwk) Övüngen, kibirli, boş konuşan.

мучи/ мучей (muçi/ muçey) 1. Amca, enişte (büyük ablanın kocası). 2. Baba yaşından büyük erkeklere hitapta kullanılan söz. ун мучăшё Onun amcası, onun eniştesi.

мушкăр (muşkwr) Gece bekçisinin sopası.

муштук (muştuk) Ağızlık.

мыма (mıma) çăнăх мыми İyi öğütülmüş un, ince un.

мымалан- (mımalan-) Yumuşamak (yer, zemin hakkında)

мыскара (mıskara) Maskara, eğlence, şaka, komik, eğlenceli, şaşırtıcı.

мыскараллă (mıskarallw) Esrarengiz, karanlık, şaşılacak, şaşırtıcı; mükemmel, mucizevi, harikulade.

мыскараçă (mıskaraşśw) Nükteci, komedyen, şakacı.

Н н

набор (nabor) Yazma; takım; dizgi (yazı tipi).

наборла- (naborla-) Dizmek, dizi yapmak.

наборщик (naborşçik) Dizgici.

навигаци (navigatsi) Gemi seferi.

навус (navus) Gübre.

навуслă (navuslw) Gübreli. навус кăми Zehirli mantar.

навусла- (navusla-) Gübrelemek.

наган (nagan) Tabanca.

наградăла- (nagradwla-) Ödül vermek, ödüllendirmek, süslemek.

найлака (naylaka) 1. Sümük, balgam. 2. Kaypak, kaygan.

нăйлакалан (naylakalan-) 1. Kaypaklaşmak, kayganlaşmak. 2. Sümüklenmek, balgamlanmak.

нăйлакаллă (naylakallw) Sümüksü, kaypak, kaygan.

наказ (nakaz) Talimat, emir.

накăлтат- (nakwltat-) Hım hım söylemek, hımhımlanmak, genizden söylemek.

наказани (nakazani) Ceza.

накладной (nakladnoy) Fatura, enel gider.

наклăх (naklwh) Boşuna, boş yere; yok yere.

наклонени (nakloneni) Kip, çekim. наклонени форми Kip biçimi. хушу наклоненийё Emir kipi.

накоплени (nakopleni) Birikim, birikme, biriktirme.

налог (nalog) Vergi. тӳрё налогсем Doğrudan vergiler. косвеннăй налогсем Dolaylı veriler.

нальă (nal’w) Yosun, balçık, çamur.

намăс (namws) 1. Utanç, utanma; namus, haya; rezalet, yüzkarası. намăс кур- Rezil olmak. намăса пёлмест Namussuz, yüzsüz, utanmaz. 2. Yüz kızartıcı, utanç verici. намăс юпи- Namus abidesi. намăс сăмах Müstehcen söz.

намăслан- (namwslan-) Utanmak; sıkılmak, rezil olmak, hakarete uğramak.

намăслантар- (namwslantar-) Utandırmak, rezil etmek, hakaret etmek.

намăслă (namwslw) Utangaç, sıkılgan, mahçup.

намăслăх (namwslwh) Utangaçlık, sıkılganlık, mahçubiyet.

намăссăр (namwsswr) Utanmaz, arlanmaz, namussuz, küstah, yüzsüz.

намăссăрлăх (namwsswrlwh) Utanmazlık, küstahlık, yüzsüzlük.

нарастаран (narastaran) Sebepsiz, haksız.

нарат (narat) Çam.

нapвaл (narval) Deniz gergedanı.

наречи, oбcтoятeльcтвo (nareçi/ obstayatel’stvo) Belirteç.

наркăмăш (narkwmwş) Zehir.

нартлат- (nartlat-) Gak gak etmek. (Ördek gibi ses çıkarmak. )

нартăван (Nartwvan) Nartugan bayramı.

наруш (naruş) Bilinçli olarak, bilerek, kasten.

наступлени (nastupleni) Saldırı, hücum.

насус (nasus) Pompa, tulumba,

насуссăр (nasusswr) Pompasız, tulumbasız.

наçилкка/ наçилкке (na şśilkka/ na şśilkke) Sedye.

натуралист (naturalist) Doğa bilgini. çамрăк натуралист Genç doğa bilimcisi.

натура (natura) Tabiat, yaradılış; doğa.

натуральнăй (natural’nwy) Doğal, tabé.

наука (nauka) Bilim, bilgi.

наукăллă (naukwllw) Bilimsel.

нафталин (naftalin) Naftalin.

нахас (nahas) 1. Kalın, şişman tembel, ağır, uyuşuk. 2. Dik kafalı, inatçı; ısrarlı.

наци (natsi) Millet, ulus. наци политики Milli politika.

нациллё (natsillé) Milli, ulusal.

национализаци (natsionalizatsi) Milletleştirme.

националист (natsionalist) Milliyetçi.

начальник (naçal’nik) Müdür, şef, başkan, amir.

начар (naçar) Kötü, fena, pis, berbat.

начаркка (naçarkka) Kötü, fena, zayıf, berbat.

начарлан- (naçarlan-) Zayıflamak, güçten düşmek, yoksullaşmak.

начарлат- (naçarlat-) Zayıflatmak, güçten düşürmek, yoksullaştırmak, kötüleştirmek.

начарлăх (naçarlwh) Zayıflık, zaaf; halsizlik, bakımsızlık, kötülük.

наччас/ наччаслăха (naçças/ naççaslwha) Kısa bir süre için.

наччасрах (naççasrah) Çok çabuk, çok hızlı, çabucak.

наян (nayan) Tembel, uyuşuk.

наянлăх (nayanlwh) Tembellik, uyuşukluk.

нашатырь (naşatır’) Nişadır.

нăйăклат- (nwywklat-) Cıyak cıyak bağırmak.

нăйăлтат-/ нăйка- (nwywltat-/ nwyka-) 1. Vızıldamak, vınlamak. 2. . Cıvıldamak, inlemek.

нăйкăлтат- (nwykwltat-) Cıvıldamak, sızlamak, sızlanmak.

нăйкăш- (nwykwş-) 1. Sızlamak; sızlanmak. 2. Kötümser. 3. Can sıkıcı, usanç verici. найкăш сăвăсем Üzüntü verici şérler.

нăйлат- (nwylat-) Vızıldamak, vınlamak.

нăк (nwk) Yoğun; sık; sağlam, çetin, dayanıklı; sağlam yapılı; bol.

нăкăт (nwkwt) Diş çürümesi.

нăрă (nwrw) Böcek. ёне нăрри (пукра) Larva, kurtçuk. сăр нăрă Mayıs böceği.

нăриклет-/ нăрăклат- (nwriklet-/ nwrwklat-) Homurdanmak, cıyak cıyak bağırmak.

нăрлат- (nwrlat-) Vızıldamak, vınlamak.

нăхăт/ нухăт йывăçё (nwhwt/ nuhat yıvwçé) Ardıç. нăхăт чулё Çakıl taşı.

нăхта (nwhta)Dizin, yular.

нăхтала-/ нăхта тăхăнтар- (nwhtala-/ nwhta twhwntar-) Dizin, yular takmak.

нăхчуль (hwhçul’) Çakıl, çakıl taşı.

нăшлат- (nwşlat-) (Burnundan) zorlu, sesli nefes almak, oflayıp puflamak.

негр (negr) Zenci.

негрлa (negrla) Zenci gibi, zenci olarak.

нейтральнăй (neytral’nwy) Tarafsız, yansız, nötr.

нейтралитет (neytralitet) Tarafsızlık, yansızlık.

некекрен (nekekren) Tesadüfen, rastlantı sonucu, aniden.

неккес (nekkes) Tembel, uyuşuk.

нeльмa (nel’ma) Beyaz somon.

неологизм/ çёнё сăмах (neologizm/ şśéné swmah) Yeni kelime, yeni deyim.

непсе/ непёс (nepse/ nepés) Açgözlü; aç, haris, doymaz, küstah, yüzsüz.

нерв (nerv) Sinir.

несёл (nesél) Soy, kuşak; sınıf; cins, tür, çeşit; cinslik.

неслёксёр ача-пăча (nesléksér aça-pwça) Sahipsiz çocuklar, evsiz barksız çocuklar.

нетто (netto) Net.

нехек (nehek) Tembellik, uyuşukluk, güceniklik, kırgınlık, dargınlık, zarar.

нехекрен (nehekren) Tesadüfen, rastlantı sonucu, aniden.

нефть (neft’) Petrol.

нёрсёр (nérsér) Pek, gayet, çok, oldukça. .

нёшёклет- (néşéklet-) Hıçkırmak.

ни (ni) Ne. ни ёçмест, ни çимест Ne yer, ne içer.

нивушлё (nivuşlé) Acaba ; Yok canım?, sahi mi?.

ниепле (niyeple) Bir türlü, hiç, asla, hiçbir şekilde.

никам (nikam) Hiç kimse. никамран Hiç kimseden.

никёс (nikés) Temel, taban, altyapı.

никёслё (nikéslé) Temelli, tabanlı, altyapılı, sağlam.

никёссёр (nikéssér) Temelsiz, asılsız, çürük, altyapısız.

никёт (nikét) Diş çürümesi..

никёш, никăш (nikéş/ nihwş) Hiçbir, hiçbirisi.

никрес (nikres) Ateşli, kaprisli, zor beğenir; kararsız, işe yaramaz, kalitesiz, değersiz, aksi.

ниме (nime) İmece (Çuvaşlarda geleneksel yardımlaşma).

нимеке (nimeke) Hasta koyunların burunlarından akan cerahat.

нимекелентер- (nimekelenter-) Yıkmak, tahrip etmek, harap etmek; mahvetmek, bozmak, ayrıştırmak; moralini bozmak; ahlakını bozmak.

нимён, ним (nimén/ nim) Hiçbir şey. нимён сăлтавсăр Sebepsiz, hiçbir sebep yokken.

нимёнле (niménlé) Bir türlü, hiç, asla, hiçbir şekilde.

нимёнсёрех (niménséreh) Asla, kesinlikle, hiçbir şekilde.

нимёскер (nimésker) Hiçbir şey.

нимёскерле (niméskerle) Bir türlü, hiç, asla, hiçbir şekilde.

нимёр/ мимёр (nimér/ mimér) Kisel (Meyva suyu, süt gibilerin nişasta ile kaynatılarak yapılan içecek). паранкă нимёрё Patates püresi.

нимёрёл- (nimérél-) Yumuşamak, kiselleşmek, çok küçük parçalara dönüşmek.

Нимёç (Niméşś) Alman. нимеç пăрçи Bakla.

Нимёçле (Niméşśle) Almanca, Alman dili.

нимёч пырçи/ нимеç пырçи (niméç pırşśi/ nimeşś pırşśi) Burçak.

нирке (nirke) Taç.

ниçта (ni şśta) Hiçbir yerde, hiçbir yere.

ниçталла (ni şśtalla) Hiçbir tarafa.

ниçтан (ni şśtan) Hiçbir yerden.

них(ă)çан (nih-w- şśan) Hiçbir zaman.

них(ă)çанхи (nih-w- şśanhi) Hiçbir zaman görülmemiş.

нихăш (nihwş) Hiçbir, hiç birisi.

нихăшăмăр (nihwşwmwr) Hiç birimiz.

нихăшăр (nihwşwr) Hiç biriniz.

нихăшё (nihwşé) Hiç birisi.

ниш/ ниш чирё (niş/ niş çire) Kaşeksi (çocuklarda), ниш курăкё Zambak.

нишле- (nişle-) Ağlaşmak.

ноль/ нуль (nol’/ nul’) Sıfır.

номер (nomer) Numara.

номерлё (nomerlé) Numaralı. 5-мёш номерлё çуртра Be numaralı evde.

норма (norma) Kural, norm, oran. норма тăрăх Kurala göre.

нормăла- (normwla-) Düzenlemek, normlaştırmak.

нормăллă (normwllw) Normal.

нота I (nota) Nota (Müzik).

нота II (nota) Nota (Diplomasi)

нотариус (notarius) Noter. нотариус кантурё Noter ofisi.

ноябрь (noyabr) Kasım.

ноябрьти (noyabr’ti) Kasım, kasımdaki.

нумай (numay) Çok, birçok. нумай мар Biraz, az, bir parça. нумай пулмасть Yakında, geçenlerde. нумай пусăллă хир Bir parça tarla.

нумайăшё (numaywşé) Onlardan birçoğu.

нумаййăн (numayywn) Büyük oranda, büyük sayıda.

нумайлан- (numaylan-) Çoğalmak; üremek, eklenmek, artmak.

нумайлат- (numaylat-) Çarpmak; çoğaltmak, artırmak, uzatmak; büyütmek.

нумайлă (numaylw) Çoğul. нумайлă хисеп Çoğul hal.

нумайран (numayran) Çoktan, çoğuldan. нумайран нумай En çok.

нумайранпа (numayranpa) Çoktandır.

нумайрахăшё (numayrahwşé) Ekseriyet, çoğunluk, çoğunluğu.

нумайччен (numayççen) Uzun zaman, uzun süre.

нумайшар (numayşar) Çokça.

нурăс/ нарăс уйăхе (nurws/ nars uywhé) Yaklaşık olarak şubat ve mart başını adlandırmada kullanılan ay adı.

нуски (nuski) Çorap.

нухайкка (nuhaykka) Kamçı.

нухăт (nuhwt) Bakla.

нухрат (nuhrat) Küçük ince gümüş para.

нучка (nuçka) Şişman, beceriksiz kadın.

нуша (nuşa) 1. Felaket, afet, ıstırab, acı, yoksun bırakma, mahrum etme. 2. Sıkıntı, kıtlık, eksiklik; kusur, noksan. нуша кур- Darlık çekmek, sıkıntı çekmek, ihtiyaç duymak.

нушалан- (nuşalan-) İhtiyaç duymak, gereksinim duymak, sefalet içinde yaşamak.

нушалантар- (nuşalantar-) Sıkıntı çektirmek, sıkıntıya düşürmek, mahrum etmek, dert çektirmek.

нушаллă (nuşallw) Fakir, yoksul, ihtiyaç sahibi, sıkıntılı.

нӳлеке (nüleke) Sümük, sümüksü, kaypak.

нӳлекелен- (nülekelen-) Sümüklenmek, kaypaklaşmak.

нӳр (nür) 1. Nem, rutubet. 2. Nemli, rutubetli.

нӳрем (nürem) Nemli, rutubetli.

нӳрё (nüré) Nem, rutubet.

нӳрёк (nürék) 1. Nemli, rutubetli, çiğ. 2. Dağ ispinozu.

нӳркес (nürkes) 1. Ateşli, kaprisli, zor beğenir. 2. İşe yaramaz, kalitesiz, değersiz.

нӳрлен-/ нӳрел- (nürlen-/ nürel-) Nemlenmek, rutubetlenmek.

нӳрлет-/ нӳрет- (nürlet-/ nüret-) Nemlendirmek, rutubetlendirmek.

нӳрлё (nürlé) Nemli, rutubetli.

нӳрлёх (nürléh) Nemlilik, rutubetlilik.

нӳc (nüs) Tat, zevk, lezzet.

нӳслен- (nüslen-) Tadını kaybetmek, lezzetini kaybetmek.

нӳслё (nüslé) 1. Tatlı, lezzetli, sevimli, cana yakın, sevimli. 2. Nemli, rutubetli.

нӳхреп (nührep) Mahzen, bodrum.

нӳшеклен- (nüşeklen-) Hıçkırmak.

нӳшлё (nüşlé) Yaş, rutubetli, nemli.

O o

оазис (oazis) Vaha.

обком (obkom) Bölge komitesi.

область (oblast) Bölge, eyalet, oblast.

oблигaци (obligatsi) Tahvil.

oбoз (oboz) Atlı araba katarı.

оборона (oborona) Savunma.

обрашени (obraşçeni) Seslenme. обрашениллё предложени Seslenmeli cümle.

обстоятельство (obstayatel’stvo) Kefyifet, hal, şartlar, durum. обстоятельство сăмахёсем Belirteç grevli kelimeler. вăхăт обстоятельстви, вăхăт наречийёсем Zaman belirteci.

общежити (obşçejiti) Yurt, öğrenci yurdu.

общество (obşçestvo) Toplum; meclis; dernek, kurum, cemiyet.

обществăлла (obşçestvwlla) Toplumsal, sosyal; kamu. обществăлла организацисем Sosyal organizasyon.

объект (ob ́yekt) Nesne, konu.

объективлă (ob ́yektivlw) Nesnel, objektif. объективлă сăлтавсем Objektif sebepler.

объективлăх (ob ́yektivlwh) Objektiflik, nesnellik.

объявлени (ob ́yavleni) İlan, anons, duyuru.

обыватель (obıvatel’) Bağnaz, tutucu.

обывателле (obıvatelle) Bağnazca.

обязательно (obyazatel’no) Mutlaka, muhakkak, şart.

обязательство (obyazatel’stvo) Yükümlülük, sorumluluk, taahhüt.

оваци (ovatsi) Coşkunca alkış.

ойăл (oywl) Kalınlık, çevre.

океан (okean) Okyanus. Аслă Лăпкă океан Büyük Okyanus. Атлантика океанё Atlas Okyanusu. Инди океанё Hint Okyanusu. Çурçёрти пăрлă океан Kuzey buz denizi. Кăнтăрти пăрлă океан Güney Buz Denizi

оккупаци (okkupatsi) İşgal.

окоп (okop) Siper.

округ (okrug) Bölge.

окçаллă курăк (okşśallı kurwk) Sarı Papatya.

oктябрь (oktyabr) Ekim (ay adı).

oктябрьти (oktyabrti) Ekimde, ekim ayında olan.

олма вути (olma vuti) Loğusa çiçeği.

олтä (oltyo) Köşebent, güçlendirme, pekiştirme.

oмap (omar) İstakoz.

омоним/ омонимла (omonim/ omonimla) Eş sesli. омоним сăмахсем Eş sesli kelimeler.

омоними/ омонимлăх (omonim/ omonimlwh) Eş seslilik. сăмахсен омонимлăхё Kelimelerin eş sesliliği.

опера (opera) Opera.

oперативлă (operativlw) Etkili, tesirli, hareket. оперативлă ертсе пыни Etkili yönetim.

оперативлăх (operativlwh) Etkililik.

операци (operatsi) Operasyon, ameliyat.

опись (opis’) Haczetme.

оппозици (oppozitsi) Muhalefet.

оппозициллё (oppozitsillé) Muhalefet, muhalif.

оппозиционер (oppozitsioner) Muhalif.

оппортунизм (opportunizm) Oportünizm.

оппортунист (opportunist) Oportünist.

оппортунистлă (opportunistlw) Oportünist.

определени I (opredeleni) Belirleme, tayin, teşhis.

определени II (opredeleni) Tamlayan, belirten, belirleyen. уйрăм тăран определени Ayrı tamlayan.

опытлă (opıtlw) Tecrübeli.

opaнгутaн (orangutan) Orangutan.

оратор (orator) Hatip, konuşmacı.

орган I (organ) Organ, kurum.

орган II (organ) Org (Enstrüman).

организатор (organizator) Organizatör.

организаторлa (organizatorla) Organizatör, organizatör olarak. организаторлă талант Organize yeteneği, düzenleme yeteneği.

организаци (organizatsi) Organizasyon.

организациле- (organizatsile-) Organize etmek.

организацилен- (organizatsilen-) Organize edilmek, düzenlenmek.

организацилесси (organizatsilessi) Ön hazırlık.

организацнллё (organizatsillé) Organize. организациллё ёçсем Organize işler. оргапизациллё устав Düzenleme tüzüğü.

организм (organizm) Organizma.

органикăлла/ органически (organikwlla/ organiçeskiy) Organik. япаласем Organik şeyler.

орден (orden) Nişan.

оригинал (original) Orijinal.

оригиналла (originalla) Orijinal.

оркестр (orkestr) Orkestra.

оруди (orudi) Alet.

орфографи (orfografi) Yazım, imlâ. орфографи словарё Yazım kılavuzu.

ocëтp (osyotr) Mersin balığı.

ответ (otvet) Cevap. ответ тыт- Sorumluluk üstlenmek. ответ тыттар- Cevap vermesini istemek, sorumluluğu üstlendirmek.

ответлă (otvetlw) Sorumlu. oтветлă секретарё Sorumlu sekreter. ответлă редактор sorumlu yazar.

ответлăх (otvetlwh) Sorumluluk.

ответлăхсăр/ ответсăрлăх (otvetlwhswr/ otvetswrlwh) Sorumsuzluk.


Достарыңызбен бөлісу:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   45




©dereksiz.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет