чиелёх (çiyeléh) Vişne bahçesi.
чик- (çik-) Batırmak, kesmek, sancımak, iğnelemek, saplamak, sokmak. сысна чик- (çап) Domuz kesmek. пуçа чик- Başını koymak, başını yatırmak. чиксе турт- Göğüs koymak, göğğsünü germek.
чикан (çikan) Çingene.
чике (çike) Uzunluk ölçüsü olarak dirsek. чике таран Dirsek olarak, dirseğe göre. чике тăрăш (таран) ларт- Aldatmak, kandırmak.
чикелен-/ чикёлен-/ чикен-/ чикеленсе кай- (çikelen-/ çikélen-/ çiken-/ çikelense kay-) Takla atmak, devrilmek, dönmek.
чикен (çiken) 1. Dikiş, ilmik. 2. Ani ve keskin sancı, batma. чикен чикет Sancı hissediyor. чикен курăкё Itır çiçeği.
чикё (çiké) Sınır, hudut, kenar. чикё юпи Sınır taşı.
чикёлен- (çikélen-) Sınırlandırmak, sınır koymak.
чикёл-макăль ту- (çikél-makwl tu-) Takla atmak, devrilmek.
чикём (çikém) Kuru ot, saman.
чикёмле (çikémle) Kuru ot veya samanı yaba ile toplama.
чикён- (çikén-) Batmak, saplanmak, dikenli olmak, kırılmak, yarılmak, başını yere doğru eğmek.
чикённё (çikénné) чикёнсе вил- Kesilerek ölmek, boğazlanmak. чикёнсе (чикенсе, чикеленсе ile birlikte) кай- Dönmek, altüst olmak, takla atmak.
чикёри (çikéri) Sınırda, hudutta, kenarda.
чикёсёр (çikésér) Sınırsız.
чиккён (çikkén) чиккён хир Sınır tarla, komşu tarla.
чиклет- (çiklet-) Cıvıldamak, ötmek, gıcırdamak.
чикмек (çikmek) 1. Direk, sütun, kazık. 2. Merdiven.
чилёклет- (çiléklet-) Cıvıldamak, ötmek.
чим (çim) Dur! чимха Durun!
чин (çin) Rütbe, memur.
чинoвник (çinovnik) Bürokrat, memur.
чиновникла (çinovnikla) Bürokratik, bürokratça.
чип-чип (çip-çip) Kaz veya tavuğu yemeğe çaığrma seslenişi.
чипер (çiper) Güzel, yakışıklı, iyi, harika, mükemmel. чип-чипер Çok güzel. чипер ывăл Kayın. чипер хёр Görümce. 2. İyi, hayırlı, güzel, hoş. чипертерех каласа пар- Güzelce anlatmak.
чиперлен- (çiperlen-) Güzelleşmek, iyileşmek, yakışıklılaşmak.
чиперлет- (çiperlet-) Güzelleştirmek, iyileştirmek, mükemmelleştirmek.
чир (çir) Hastalık, illet. сикекен чир, ерекен чир Bulaşıcı hastalık. намăс чирё Zührevi hastalık. чир ерт Hastalık kapmak. чире пер-, чире хыв-
Hasta numarası yapmak.
чиркӳ/ чирёк (çirkü/ çirék) Kilise.
чирле- (çirle-) Hasta olmak, hastalanmak.
чирлекеле- (çirlekele-) Sık sık rahatsızlanmak, sık sık hastalanmak.
чирлеттер- (çirletter-) Hasta etmek, hastalandırmak.
чирлё-чёрлё (çirli-çirlé) Hastalıklı, hasta, rahatsız.
чирт- (çirt-) Fiske vurmak, şaklatmak.
чир-чёр (çir-çér) Her türlü hastalık.
чис (çis) Şeref, onur, namus, itibar, saygı.
число (çislo) Sayı, tarih.
чисти/ чистиех (çisti/ çistiyeh) Büsbütün, tümden, tümüyle, tamamıyla, hepten, temelli.
читлёх (çitléh) Kafes, kare, hücre.
член (çlen) Organ, bölüm.
чубук (çubuk) Kanada koyunu.
чугун (çugun) Dökme demir. чугун çул Demir yolu.
чукмар (çukmar) Kalın sopa.
чул I (çul) 1. Taş, kaya. арман чулё Değirmen taşı. хăйăр чулё Kum taşı. 2. Taş, taştan. чул çурт Taş ev. строительство чулё, никёс чулё Temel taş, temel taşı.
чул II чухлё (çul/ çuhlé) мён чул Neden? Niçin? темён чул Niçin belli değil темён чухлё Ne kadar… ун чул, çавăн чул, çакăн чул O kadar.
чуллан-/ чуллăлан- (çullan-/ çullılan-) Taşa dönmek, taş kesilmek, taşlaşmak.
чулланчăксем (çullançwksem) Fosil, taşlaşmış, eski, köhne.
чуллăх (çullwh) Taşlık.
Чулхула (Çulhula) Nijni Novgorod şehri. (Günümüzde Gorki)
чума (çuma) Veba.
чуман (çuman) Tembel, uyuşuk, ağır, hantal.
чуман- (çuman-) Gübre taşımak için kullanılan arabasın kasası.
чуманлан-Tembelleşmek, uyuşuklaşmak, hantallaşmaş.
чуманлат- (çumlanat-) Tembelleştirmek, hantallaştırmak, uyuşuklaştırmak.
чумантай (çumantay) Temben kişi.
чун (çun) Ruh, can, gönül. чуна ил, чуна кăлар- Canını çıkarmak. чун савни Şirin, sevimli, hoş, tatlı.
чунилле/ чунилли пуçиле (çunille/ çunilli puşśile) Alçak, adi, suçlu, katil, kötü.
чунлă (çunlw) Canlı, diri.
чунсăр (çunswr) 1. Cansız, ölü. 2. İşe yaramaz, bozuk, yüzsüz, insafsız.
чунсăрлан- (çunswrlan-) Terbiyesizleşmek, kabalaşmak, ahlaksızlaşmak.
чуп- (çup-) Koşmak, hoplamak, zıplamak, dört nala gitmek. чупса çит- Koşup yetişmek. чупса тух- Koşarak çıkmak, dışarıya koşmak. тавлашса чуп- Yarışmak, koşarak yarışmak. катаччи чуп- Kaymak, yuvarlanmak (Yağda) ял чуп- Köyde koşturup dedikodu yapmak.
чупă/ чуппи (çupw/ çuppi) Atın koşu ya da hareket tarzı, koşma, yürüyüş. лашан чуппи лайăх Atın koşması güzel.
чупкалу (çupkalu) Koşuşma.
чупкăн (çupkwn) 1. Kaçak, firari, yerinde duramayan. 2. Koşucu. чупкăн лаша Yarış atı.
чуппа (çuppa) чуппа пар/ чуппа ту (çuppa Öpmek.
чуптар- I (çuptar-) Koşturmak.
чуптар- II (çuptar-) Hayvanları aştırmak, çekmek, çiftleştirmek.
чуптар (çuptar) Kula, kula renginde.
чупту (çuptu) Öpmek, öpüşmek.
чура (çura) Köle, esir, cariye.
чуралан- (çuralan-) Esir düşmek, köleleşmek.
чуралантар- (çuralantar-) Köle yapmak, esir etmek.
чуралăх (çuralwh) Esaret, kölelelik. чуралăха сут- Esir olarak satmak.
чурăс (çurws) Cüretkar, dik kafalı, inatçı, kibirli, mağrur.
чурхат (çurhat) Metal bir kap.
чус (çus) İnce tahta parçası.
чуслă (çuslw) Keser, yontma işinde kullanılan alet.
чуста (çusta) Hamur.
чусталан- (çustalan-) 1. Hamurlanmak, hamur bulaşmak. 2. Hamurlaşmak.
чуть чуть (çut’ çut’) Azıcık, birazcık.
чутла- (çutla-) Yontmak.
чутлан- (çutlan-) Yontulmak.
чух I чухне (çuh/ çuhne) Zaman, vakit, sıra, süre. ача чух, ача чухне Çocukluk, çocukluk zamanı. хёр чухне Kızlık, kızlık zamanı. тавар нумай чух. İş zamanı, daha işteyken. çавăн чухне, ун чухне O zaman. пёр-пёр чух(не) Bir gün. хăш чух(не) Bazen.
чух II чухах (çuh/ çuhah) 1. Sıradan, vasat, şöyle-böyle, ortada, ılımlı. 2. Ancak, yalnız, sadece.
чух- (çuh-) Bilgi vermek, bilgi dağıtmak.
чухă (çuhw) İhbar.
чухăн (çuhwn) Yoksul, sefil, kıt, cılız, dar, zavallı.
чухăнлан- (çuhwnlan-) Fakirleşmek, yoksullaşmak, kötüleşmek, zayıflamak.
чухăнлантар- (çuhwnlantar-) Fakirleştirmek, yoksullaştırmak, zayıflatmak.
чухăнлăх (çuhwnlwh) Yoksulluk, sefalet.
чухла- (çuhla-) 1. Planlamak, ayarlamak. 2. Anlamak, kavramak hissetmek, gözlemek, fark etmek. чухласа Planlayarak, ayarlayarak.
чухламасăр (çuhlamaswr) Aceleyle, planlamadan.
чухлё (çuhlé) Bu kadar, bunca, o kadar. мён чухлё тăрать Ne kadar? Kaç para? ку машинăн вăйё 12 лаша вăйе чухлё Bu arabanın gücü 12 beygir kadar. темён чухлё тарăшсан та…Ne kadar uğraşsan da…
чухне (çuhne) Zaman, vakit, sıra, süre.
чухнеренпех (çuhnerenpeh) ача чухнеренпех Çocukluktan beri, küçüklükten beri.
чухнехи (çuhnehi) … zamanki, … döneminde. ача чухнехи пурнăç Çocukluktaki hayat. ку чухиехн Günümüz.
чухрах (çuhrah) Ortaca, sıradan, vasat, şöyle böyle.
чуччи/ чуччу (çuççi/ çuççu) Tahretevalli. чуччу ярăн- Tahterevallide sallanmak.
чушкăлла- (çuşkwlla) Çizgi oynamak, sek sek oynamak.
чӳк (çük) Kurban. чӳк уйăхё Kasım ayı. (Yaklaış olarak)
чӳке-/ чӳхе-/ чӳкле-/ чӳк ту- (çüke-/ çühe-/ çükle-/ çük tu-) Kurban vermek, kurban etmek, kurban sunmak.
чӳлмек/ чӳмлек Çülmek/ çümlek) Çömlek, saksı. чӳлмек ларт- Bira koymak.
чӳлмекçё (çülmek şśé) Çömlekçi.
чӳрече (çüreçe) Pencere. чӳрече куçё Pencere camı. чӳрече хуппи Panjur. чӳрече витёр Pencereye.
чӳрке (çürke) Sarmak, sarmalamak, örtmek, kapatmak, kaplamak.
чӳхе-/ чӳке- (çühe-/ çüke-) Çalkalamak, durulamak, gargara etmek, yıkamak, temizlemek. кёпейём чӳхе Çamaşır yıkamak.
чӳхен-/ чӳкен- (Çühen-/ çüken-) Çalkalanmak, yıkanmak, durulanmak, temizlenmek.
чӳхенчёк/ чӳкенчёк ( çühençék/ çükençék) Durulayarak.
чыкан (çıkan) Çingene.
чыканла (çıkanla) Çingenece, çingene gibi.
чыкарккă (çıkarkkw) Sigara.
чылай (çılay) 1. Çok, birçok, epeyce. 2. Çoktan, uzun süre, uzun zaman.
чылайăшё (çılaywşé) Birçoğu, büyük bir bölümü, epeycesi.
чылаййăн (çılayywn) Büyük oranda.
чылайхи (çılayhi) Eskiden, çoktandır, çoktan beri.
чылайранпа (çılayranpa) Çok eski.
чылайччен (çılayççen) Epeydir, çok uzun bir süre.
чыс (çıs) Şeref, onur, namus, itibar, saygı. чыс ту- Saygı göstermek.
чысла- (çısla) Saygısı olmak, saygı göstermek, ikram etmek, ağırlamak.
чыслă (çıslw) Temiz, derli toplu, terbiyeli, saygıdeğer.
чыслăх (çıslwh) Temizlik, saflık, düzenlilik, saygıdeğerlilik, nezaket, açıklık.
чыссăр (çısswr) Pasaklı, şapşal, özensiz, pis.
чыссăрлaн- (çısswrlan-) Pasaklılaşmak, kirlenmek, pisleşmek, düzensizleşmek, saygısızlaşmak.
чыссăрлăх (çısswrlwh) Özensizlik, kayıtsızlık, dikkatsizlik, şapşallık, pasaklılık.
чых- (çıh-) Zıkkımlanmak, tıkınmak, hapur hupur yemek.
чыхăн-/ чыхлан- (çıhwn/ çıhlan-) 1. Boğulmak, tıkamak, boğmak. 2. Ortadan kaybolmak, soyu tükenmek.
чыхăнтар- (çıhwntar-) Boğdurmak, kapattırmak, tıkandırmak. чыхăнтаракан газ Boğucu gaz.
чыш- (çış-) Vurmak, çarpmak, bastırmak, darbe indirmek.
чышкă (çışkw) Yumruk.
Ш ш
шав I (şav) Gürültü, patırtı, ses.
шав II (şav) Baştan başa, boydan boya, tümüyle, her zaman, sürekli.
шавла- (şavla-) 1 Gürültü yapmak, uğuldamak, gürüldemek, hışırdamak. 2. Yüksek sesle konuşmak. ан шавла Sus.
шавлă (şavlw) Gürültülü.
шай (şay) Denge, derece, hesap tutma, hesap. культура шайё Kültür düzeyi. пурнăç шайё Hayat seviyesi.
шайка (şayka) Çete, şebeke. вăрăсен шайки Hırsız çetesi.
шайкка/ шайка (şaykka/ şayka) Tutacaklı küçük ağaç kova.
шайла-/ шайласа ту- (şayla-/ şaylasa yu-) 1. Eşit kılmak, eşitlemek, bir tutmak. 2. Anlamak, kavramak.
шайлан- (şaylan-) Düzeltmek, düzenlemek, dengelemek, ıslah etmek.
шайлаштар- (şaylantar-) Düzelttirmek, dengeletmek.
шайлă (şaylw) Benzer.
шаймак (şaymak) Tembel, uyuşuk, yaramaz, alaycı.
шак I шакă (şak/ şakw) İnce dallardan yapılmış huni şeklindeki balık tutma aleti.
шак II (şak) Dokundurma, ima, kinaye. шак xур, шаквăрт- İma etmek, dolaylı konuşmak.
шак III (şak) Çakıl taşı.
шак курăк (şak korwk) Papatya.
шaкaл (şakal) Çakal.
шакла- (şakla-) Taşla oynamak.
шакăлтат- (şakwltat-) Takırdatmak, tıklamak, gürültü yapmak, uğuldatmak, konuşmak, sohpet etmek.
шакăлча (şakwlça) Çıta, merdiven parmaklığı.
шакăр/ шак (şakwr/ şak) Sırf, ancak, son derece, büsbütün, tümden, hepten, temelli. кунта шакăр чул Burada tamemen taş yol.
шакăртат- (şakwrtat-) Vurmak, çalmak, takırdamak, şakırdatmak, tıklamak.
шакăрчăк (şakwrçwk) Hasır örmede kullanılan değnek.
шаквар (şakmar) İmalı konuşmak.
шаквăрт-/ шаквăртса ыйт- (şakvwrt-/ şakvwrtsa ıyt-) Zorla söyletmek, gereksiz yere uzatmak.
шакка- (şakka-) Vurmak, çalmak, takırdamak, takırdatmak, tiktak yapmak. (Saat hakkında). шакка кайăкё, шаккак Ağaçkakan.
шакла (şakla-) Taş oyunu.
шаклат-/ шаклаттар- (şaklat-/ şaklattar-) Vurmak, çalmak, takırdamak, takırdatmak, kapısını vurmak.
шал I (şal) Ayakkabıyı süslemede kullanılan yeşil deri.
шал II (şal) İç, içeri. шала, шалалла İçe doğru, içeriye. шалта İçeride, içinde. шалтан, шал енчен İçten, içeriden.
шaлaнкă (şalankw) Şahin.
шаларах (şalarah) Daha iç.
шалавар (şalavar) Şalvar.
шалак (şalak) Boşboğaz, geveze.
шаланкă (şalankw) Bir tür şahin.
шалка/ шалкам (şalka/ şalkam) İri taneli, iriyarı, önemli.
шалкăм I (şalkwm) Felç. паралич, ăна шалкăм
çапнă Ona inme indi.
шалкăм II (şalkwm) Aralıksız, tüm, iri, iri taneli, iriyarı. шалкăм вăрман Sık orman. шалкăм пурнăç Endişeli hayat, sıkıntılı hayat, kaygılı hayat. шалкăм çумăр Çok sulu yağmur.
шалпар (şalpar) Bol, özgür, hür, serbest, geniş.
шалпарлан- (şalparlan-) Bollaşmak, serbestleşmek, özgürleşmek.
шалпарлат- (şalparlat-) Genişletmek, bollaştırmak, serbestleştirmek.
шалт (şalt) Pek, gayet, oldukça, çok. шалт тёлёнсе кайрёç Çok şaşırdılar.
шалтăркка- (şaltwrkka) 1. Çırpmak, alkışlamak, dostça vurmak. 2. Konuşkan, geveze, çenesi düşük.
шалтăртат- (şaltwrtat-) Vurmak, çalmak, takırdamak, takırdatmak.
шалтăрти (şaltwrti) Tıkırdayan. шалтăрти урапасем Tıkırdayan tekerlekler.
шалти (şalti) İç, dâhili. шалти рынок İç pazar.
шалтлаттар- (şaltlattar-) Vurmak, çalmak, takırdamak, takırdatmak.
шалу (şalu) Maaş.
шалча/ шалçа/ шукля (şalça/ şalşśa/ şuklya) Sırık, bitkilerin gövdesi.
шаль/ шаль тутри (şal’/ şal’ tutri) Şal.
шампа/ шампа пулă (şampa/ şampa pulw) 1. Tatlı su gelinciği. 2. Göbekli adam, obur, pisboğaz.
шампăлтат- (şampwltat-) Çalkalanmak, debelenmek.
шампăлтаттар- (şampwltattar-) Sallamak, silkelemek, sarsmak.
шан- I (şan-) Solmak, rengi atmak. шаннă чечек Solgun çiçek. шăл шанни Diş kamaşması.
шан- II (şan-) İnanmak, emin olmak, kanmak, güveni olmak, itimat etmek.
шанăç (şanwşś) Umut, ümit, itimat, güven.
шанăçлă (şanwşślw) Güvenilir, güvenli, emin, emniyetli, sağlam.
шанăçсăр (şanwşśswr) Güvenilir olmayan, emniyetsiz, kaypak.
шанкăрма (şankwrma) Çıngırdak, zil.
шанкăртат- (şankwrtat-) Çınlamak, çıngırdamak.
шанманлăх (şanmanlwh) Güvensizlik, itimatsızlık.
шантал (şantal) Şamdan.
шантар- I (şantar-) Soldurmak, rengini kaybettirmek.
шантар- II (şantar-) İnandırmaya çalışmak, güven vermek, garanti etmek, iknaya çalışmak.
шантару (şantaru) Vekaletname, garanti.
шанчăк (şançwk) Umut, ümit, güven.
шанчăклă (şançwklw) Güvenilir, emin, sağlam, inanılır.
шанчăклăн- (şançwklwn) Güvenle, emin olarak, rahatlıkla.
шанчăксăр (şançwkswr) Kuşkulu, şüpheli, itimatsız, güvensiz.
шап-шурă/ шап-шур (şap-şurw/ şap-şur) Bembeyaz.
шап-шай (şap-şay) Aynı boyda.
шапа (şapa) Kurbağa. тип шапа Kara kurbağası. шапа пурçăнё, лёкки, нимакки Su yeşili. шапа пăтти, шапа ӳлеки Yosun. шапа курăкё, шапа хупаххи Dulavrat otu. тимёр шапа Kaplumbağa.
шапăр- (şapwr-) Yağmurda ıslanmak.
шапăртат- (şapwrtat-) Şapırdamak, horlamak. çумăр шапăртатать Yağmur şapırdıyor.
шaплaт- (şaplat-) Çırpmak, patlamak, şaklamak, düşmek.
шапчăлтат- (şapçwltat-) Şıpırdatmak, sıçratmak, ses çıkarmak.
шар I (şar) Bela, dert, felaket.
шар II (şar) куç шарса кай- Gözler kamaşmak.
шаравар (şaravar) Şalvar.
шарак/ шар (şarak/ şar) Acı, çok tuzlu.
шараклан- (şaraklan-) Acılanmak.
шараç (şara şś) Şerit.
шараçла- (şaraşśla-) Şerit koymak, şeritle donatmak, şeritle bezemek.
шарикле- (şarikle) Kızartmak, kavurmak.
шаркку/ шарăкку (şarkku/ şarwkku) Et kızartması, patates kızartması.
шарлав (şarlav) Gürültülü. шарлав шыв Gürültülü ırmak.
шарлак/ шарланкă (şarlak/ şarlankw) Şelale, çağlayan. шарлак çумăр Sağanak yağmur.
шарлат- (şarlat-) Çok güçlü gürlemek, çağıldamak. шыв шарлатса юхать Irmak gürleyerek akıyor.
шарт- (şart-) шарт сик- Çok korkmak, ürkmek.
шартар- (şart-) 1. Göz kamaştırmak. 2. Kör etmek. вăйлă çутă куçа шартарса ярать Güçlü ışık göz kamaştırıyor.
шартлама (şartlama) шартлама сивё Çok soğuk, ayaz.
шартлат- (şartlat-) Çırpmak, şaklamak, çadırdatmak, tıkırdatmak.
шарф (şarf) Eşarp, şarf.
шаршан/ шашан/ саршан (şarşan/ şaşan/ sarşan) Ağaç yığını.
шаршанла- (şarşanla-) Yığına koymak.
шат (şat) Çok, pek, gayet, tümüyle, büsbütün.
шаталак (şatalak) Çok konuşkan, neşeli, keyifli.
шатăрмак (şatwrmak) Gece bekcisinin sopası.
шатăртат- (şatwrtat-) Çatırdamak, çıtırdamak.
шатăртаттар- (şatwrtattar-) Çıtırdattırmak.
шатлаттар-/ шалтлаттар- (şatlattar-/ şaltlattar-) Vurmak, çalmak, takırdamak, takırdatmak, tıklamak.
шатра (şatra) Döküntü, çiçekbozuğu, çil. Хёрлё шатра, вёт шатра Kızamık. чёкеç шатри Çil.
шатраллă (şatrallw) Çiçekbozuğu, çil. Шатраллă тиф Tifüs, lekeli humma.
шахвăрт- (şahvwrt-) İmalı konuşmak, kinayeli konuşmak.
шахмат (şahmat) Satranç.
шахматла (şahmatla) Satranç.
шахта (şahta) Ocak, maden ocağı.
шахтёр (şahtyor) Madenci.
шашка I (şaşka) Kılıç.
шашка II (şaşka) 1. Dama oyunu için hazırlanmış yuvarlak nesne. 2. Dama oyunu.
шaшкa III (şaşka) Kakım, as.
шашкăлла выля- (şaşkwlla vılya-) Dama oynamak.
шашкă (şaşkw) 1. Vizon. 2. Çığa balığını tutmak için kullanılan takım.
шăв мăйăрё (şwv mwywré) Göl kestanesi.
шăв/ шăв-шав (şwv/ şwv-şav) Dargınlık, kavga, atışma, küfür, sövgü, ağız dalaşı, çekişme.
шăван кайăк (şwvan kaywk) Sıvacı kuşu.
шăвар- (şwvar-) İçirmek, sulamak, üzerine dökmek.
шăйăр (şıywr) Tırmalamak.
шăйăрлан (şıywrlan-) Dik kıyı, uçurum, yar.
шăйлат- (şwylat-) Vızıldamak, vınlamak.
шăйрăк/ шăйăрăлчăк/ шырлăк (şwyrwk/ şwywrwlçwk/ şırlwk) 1- Çizik, tırmık 2. Tarlada sürülmemiş yer.
шăк моча/ шăк хăмпи (şwk moça/ şwk hwmpi) Sidiktorbası, mesane.
шăкăл (şwkwl) Düzgün, doğru, muntazam, düzenli, tam.
шăкăл-шакăл (şwkwl-şakwl) Yüksek sesle konuşulduğunu ifade eden yansıma ses.
шăкăлтат- (şakwltat-) Sessizce sohbet etmek, konuşmak.
шăкăлчан/ шăнкăрав курăк (şwkwlçan/ şwnkwrav kurwk) Sarmaşık.
шăкăлчи уй шăкăлчи (şwkwlçi uy şwkwlçi) Sakakuşu.
шăкăлчă (şwkwlçw) Avrupa saka kuşu.
шăкăлчи (şwkwlçi) Düdük, kaval.
шăкăр (şwkwr) Hep birlikte, herkes, sırf, ancak, son derece.
шăкăртат- (şwkwrtat-) Şırıldatmak, çağıldatmak, şıngırdatmak.
шăл (şwl) Diş, çentik. асав шăл клык, кайри шăлсем Azı dişler. малти шăлсем Ön dişler. шăл туни Dişeti шăл суранё Diş ağrısı. шăл шанни Kamaşma. шăл ир, шăл йёр- Dişleri gıcırdatmak. шăл тасатмалли Kürdan. шăл тасатакан порошок Diş macunu. пăчкă, сӳре, тура шăлёсем Testere, bıçkı dişi. шăл курăкё Böğürtlen.
шăл- (şwl-) Süpürmek, silmek, kurulamak, temizlemek, fırçalamak, ovmak.
шăла пулă (şwla pulw) Sudak, uzun levrek.
шăлавар/ шалавар (şwlavar/ şalavar) Şalvar.
шăла пир (şwla pir) Astar için kullanılan seyrek kaba keten bezi.
шăлан I (şwlan) Kuşburnu, yabangülü, çakaleriği. шăлан çырли Kuşburnu, yabangülü meyvesi.
шăлан II (şwlan) Kahverengi örümcek kuşu.
шăлăн- (şwlwn-) Süpürmek, silmek.
шăлкан (şwlkan) Pohpohçu, dalkavuk.
шăлла- (şwlla-) Çentiklemek, işaretlemek. çурла шăлла Orak dişi.
шăллан- (şwllan) Çentiklemek, işaretlemek.
шăллас/ шăлламас (şwllas/ şwllamas) 1. İri, sivri dişli. 2. Tırnaklı.
шăллă (şwllw) Dişli, tırnaklı. шăллă урапа Dişli çark. шăллă пăрçа Özel bir bezelye çeşidi.
шăлтăрка- (şwltwrka) 1. Kurumak, çatlamak. 2. Takırdayan, gürleyen. шăлтăркка курăкё Salkım çiçeği.
Достарыңызбен бөлісу: |