Абай институтының хабаршысы. № 2(8) 2011
49
bakımlarından taşıdığı değer itibariyle
karşılaştırmalı atasözleri araştırmaları büyük bir
öneme sahiptir.
Nitekim, Avrupa’da son zamanlarda
yoğunlaşan karşılaştırmalı atasözleri araştır-
malarının Dan Ben Amos’un (1998: 461) son
derece açık bir biçimde vurguladığı gibi “Avrupa
Ekonomik Topluluğu” sürecinden “Avrupa
Birliği”ne geçiş sürecinde ortaya çıkmış olması, son
derece dikkat çekicidir. Bir başka ifadeyle Avrupa
Birliği’ni oluşturan milletlerin atasözleri
bağlamında mevcut zihni ve felsefi ortaklıklarını
ortaya koymaya ve pekiştirmeye yönelik bu tür
çalışmalar ele aldığımız konu bağlamında da son
derece dikkat çekicidir. Yapılan araştırmaların bir
kısmı “Baltık Ülkeleri” gibi Avrupa’nın coğrafi bir
bölgesiyle, Alman ve Fransız gibi önde gelen
uluslarıyla karşılaştırmayı içermekte veya
“Latinlik” gibi tarihsel bir bağa dayalı olarak “Latin
Dünyasıyla”, Anglo-Sakson ve Germanik
Dünya’lar arasındaki paralellikleri ortaya
koymaktadır. Söz konusu çalışmaların büyük bir
çoğunluğu ise diğerlerinin de mündemiç bulunduğu
“Avrupa” ve “Avrupalılık” (Europeanness)
paydasına ve onun tarihsel kökenleri olarak kabul
edilen Sanskritçe, İbranice, Eski Yunanca ve
Latince’ye dayalı örnekler bulmaya bağlı olarak, 28
ile 60 arasında değişen sayıda Avrupa diline ait
örnekler bir araya getirilmektedir.
Böylece “Avrupalılık” kavramının anlamı,
gelenekleri ve özellikle de İncil’e dayalı sosyal
değerleri ortak bir “Avrupa kültürü” veya
“medeniyeti” (European civilization) kav-
ramsallaştırması bu yolla ifade edilmektedir. Bazı
çalışmalara dahil edilen Arap, Fars, Çin, Japon gibi
birkaç kıta dışı ülkenin de “Avrupalı olmayışları”na
(non-european) diye yapılan vurgu da, aslında
doğrudan doğruya yine kavramsallaştırılmaya
çalışılan özellikleriyle bir ve bütün Avrupa’yadır
Küreselleşme olgusunun beraberinde getirdiği
kültürel benzerlik ve birlikteliklerin bir araya
gelerek muhtemel kültür değişmelerine karşı daha
güçlü olma ve evrensel değerler manzumesinde yer
alma isteği bu tür karşılaştırmalı atasözleri
çalışmalarının temel motive edici unsuru olarak
karşımıza çıkarmaktadır.
Bu bağlamda, Türk dünyasını oluşturan Türk
topluluklarının sosyo-kültürel hayatına dair
bilgilere ulaşmanın kolaylaşmasından hareketle,
Türk Dünyasının tarihsel ve güncel bağlamlarda,
ortak kullanımdaki atasözlerini tespite yönelik
olarak yaptığımız bir çalışmada, (Çobanoğlu
2003b) yer alan 1000 adet atasözünün yaklaşık
20.000 örnekle dilbilimsel, ve kültürbilimsel
(folkloristik) bakımdan ayniyyet taşıdığını tespit
etmiş bulunuyoruz.
Söz konusu çalışmamızda, Türk dünyasında
kullanılan bin adet atasözünün son bin yıl içindeki
varoluş çizgileri tespit edilmeğe çalışılmıştır. Bu
amaçla, önce, taranabilen yazılı kaynakların
başında yer alan Kaşgarlı Mahmut’un muhteşem
eseri Divanü Lügat’ it Türk’ten hareketle, bir
kısmını tespit ettiğimiz atasözlerinin, daha sonraki
kaynaklara istinaden Kıpçak, Altınordu, Çağatay,
Oğuz ve Osmanlı Türkçelerindeki durumları
belirlenerek tarihî arkaplan ortaya konulmuştur.
Bunu aynı atasözlerinin günümüz Türkçesinin,
Afganistan, Altay, Kuzey Azerbeycan, Balkan
(Kosova-Mekadonya), Başkurt, Batı Trakya,
Bulgaristan, Suriye-Bayırbucak, Çuvaş, Deliorman,
Dobruca, Hakas, İran-Horasan, Gagavuz, Güney
Azerbaycan (İran), Karaçay-Malkar, Karay
(Karaim-Kırımçak), Karakalpak, Kaşgay, Kazak,
Kıbrıs, Kırgız, Kırım, Kosova, Kumuk, Kuzey
Azerbaycan, Nogay, Özbek, Suriye, Irak, Tatar,
Tuva, Türkiye, Türkmen, Uygur, Yakut (Saha) dil,
lehçe ve şivelerindeki durumlarının tespit edilerek
coğrafî yayılışının belirlenmesi izlemiştir. Başlı
başına bir enstitünün işi olması lazım gelen böylesi
dev bir proje için gerek ayırabildiğimiz zaman ve
gerekse tarayabildiğimiz kaynakların sınırlılığı göz
önüne alınırsa varılan sonuçların hiç de küçüm-
senmeyecek bir keyfiyet ifade ettiğini düşünü-
yoruz. Bu atasözlerinden iki örnek vermek konuyu
daha anlaşılır kılmak bakımından yararlı olacaktır:
Достарыңызбен бөлісу: |