ordudan oldukça üst düzeyde faydalanan Gürcüler, Anadolu Selçuklularının
saldırılarını önleyebildiler. 1125’te knez Monomah ölünce Atrak ülkesine geri
dönmüştür. Ne var ki Gürcüstan’a giden Kuman-Kıpçakların bir kısmı geri
dönmeyerek orada kalmışlar, daha sonra Çıldır Gölü etrafı başta olmak üzere Doğu
Anadolu’ya geldiler.
1.1.10 Balkanlar a Siyasi Kalıntılar:
Kuman-Kıpçaklar çok önceleri Avarlar’ın yaptığı gibi, Kuman-Kıpçaklar’da
Slavlaşmış Bulgarlar üzerinde büyük tesirler yapmışlardır. Kuman-Kıpçaklar
Bulgarlar’ın
istiklal
mücadelelerine
katıldıktan
sonra
Romenler’in
teşkilatlanmasında karışmışlardır. Hatta Çar Asen’in Kuman-Kıpçak olduğu da
ileri sürülmüştür. Bu arada Romanya’da yaşayan Gagauzlar’ın Uzlar’ın devamı
olduğu ileri sürülmekte fakat bir kısım araştırıcılar ise Bizans’a sığınan
Keykavus’a bağlı Türkmen birlikleri olduklarını iddia etmektedir.
Bugün Romanya’da yaşayan ve açık sarı saçları ve mavi gözleri ile diğer
topluluklardan ayrılan “Çango”ların Kumanlar’dan geldiği ileri sürülmektedir. Bu
arada 1223’te Kalka savaşında Moğollar’a yenilen Kuman-Kıpçaklar’ın başbuğu
Borç Han’a bağlı kütleler, Kuzey doğu Romanya’da (Cumaia) Hristiyanlığı kabul
edip, piskoposluk kurmuşlar, daha sonra Macaristan’a Tuna-Tissa arasına
yerleşmişlerdir. Bundan dolayı bazı şehirler (Kiskunsag, Nagy Kunsag-küçük ve
büyük Kumanlar, Debrecen ve Kartsag şehirleri) onların hatıralarıdır. Ayrıca
Macar dilinde mevcud Orta Türkçe devrine ait sözler Kuman-Kıpçakça’ya aittir
1330’lu yıllarda oluşumu gerçekleşen eden Romen devletinin Kuman-Kıpçak
unsuruna dayandığı ve Tok-Temir oğlu Basar-aba tarafından kurulduğunu
söylemek gerekir. Bu yüzden, bugün hala Romanya’nın kuzeyi Basarabya bölgesi
olarak tanınmaktadır. Bundan başka Dobruca’da kurulan küçük bir devleti de
Kuman-Kıpçaklar’a bağlamak gerekir. Bir yandan Bizans imparatoriçesi Anna’nın
yardım istediği Başbuğ Balika’nın oğlu Dobrotiç (Dobruca) 1354 yılından itibaren,
bu bölgenin hakimi olarak 1385’e kadar mühim rol oynamıştır. Dobrotiç’in oğlu
İvanko zamanında bu devlet 1417 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Dnyeper nehrinin batısında yaşayan Kuman-Kıpçaklar, doğudakilere göre daha
sakin hayat sürdükleri anlaşılmaktadır. Bunların büyük kısmı Macaristan’a gidip
Macar krallarının ordusunda yer aldılar. Özellikle süvari kuvvetlerini
oluşturuyorlardı. 1132’de Çek kralı, Alman İmparatoruna İtalya seferi sırasında
yardımcı olmak için Kuman-Kıpçaklardan temin ettiği bir orduyu yollamıştı.
Yaklaşık 70 yıl sonra IV.Otto’nun Türingye’deki ordusu arasında da Kuman-
Kıpçaklar vardı.
Orta Asya içlerinden Macaristan ovalarına kadar yayılmış olan Kuman-
Kıpçakların dilleri de Türkçe içinde mühim bir yer tutar. Türk
dil bilimcilerine
göre tarihi süreç içinde Türkçe’nin Orta Türkçe bölümünü Kuman-Kıpçaklar’ın
konuştuğu dil oluşturur. Ayrıca Kuman-Kıpçakça’nın en mühim hatırası olan ve
1303 yılında Kırım’da İtalyan tüccar ve misyonerleri tarafından yazılan Latince-
Farsça-Kuman-Kıpçakça yazılan sözlük ve gramer kitabından bahsetmek gerekir.
Bu sözlük 2500 Kumanca kelime ihtiva etmekte ve İncil’de tercümeler ile bazı
Katolik ilahileri bulunmaktadır. Ayrıca, bu sözlükte Kıpçak dilinde bulunan şehir
hayatına, inşaata, mimariye, şehir hayatındaki ev eşyalarına, çeşitli yemek adları,
madenciliğe mektep ve yazı işlerine, musiki, san’at ve eğlencelere,
devlet