Кипчаки евразии: история, язык и



Pdf көрінісі
бет99/187
Дата18.05.2022
өлшемі4.03 Mb.
#456910
түріСборник
1   ...   95   96   97   98   99   100   101   102   ...   187
Еуразия қыпшақтары. Тарих, тіл, жазба ескерт. Конф. матер. 2013

Konguroğulları ismini taşıyan aileler Trabzon’un doğusunda denize dökülen 
Değirmenderesi koyağında bulunmaktadır(7, 144). Erzurum’un Hınıs İlçesinin bir 
köyü Kongur adını taşımaktadır. Kongur adına Doğu Karadeniz ve Doğu 
Anadolu’da rastlanmaktadır. 
Bulgarların önemli sülalelerinden olan Şişman
68
’a da Doğu Karadeniz’deki 
Kuman boyları arasında rastlanmaktadır. Şişman Bulgar hanlarından birinin adıdır. 
Bugünkü Bulgarların içinde de bu etnik ada rastlamak mümkündür. XV ve XVI. 
Asırlara ait Trabzon bölgesi Osmanlı Tahrir defterlerinden Başbakanlık Osmanlı 
Arşivi Tapu Tahrir 52 numarada bulunan 1515/16 tarihli Trabzon Sancağı 
Mufassal Tapu Tahrir Defterinde yer alan kayıtlarda Sürmene nahiyesine bağlı 
Zavli köyünde 9 hanenin Kuman olduğu belirtilmiştir(7,166,169). Bunlardan biri 
Şişman’dır. Şişmanoğulları ise Rize’den Samsun’a kadar geniş bir sahada 
yayılmışlardır(7, 175). 
Kumanların Batı Deşt-i Kıpçak’taki tespit edilen boylarından bir diğerinin 
adı Durut/Türüt/Türütoğlu’dur(7,141-142)
69
. An-Nuveyri(30,540-541) ve İbn 
Haldun eserlerinde Türüt’ü Durut biçiminde zikrederler. Hatta İbn Haldun 
Durutların Türklerden Tatarların Moğollardan geldiğini kaydeder(29,451,542). 
67
Yortan Cemaati (Tosya-Araç) Yortan Köyü (Araç-Borlu-Boyovası-Çerkeş) Yortancık Köyü (Sinop) Yortan 
Divanı ve Köyü (Yenice) Yortan Yaylağı (Tosya) Yortan-ı Aluç Köyü (Boyovası) Cevdet Yakupoğlu Kuzeybatı 
Anadolu’nun Sosyo-Ekonomik Tarihi. Ankara 2009. s.202) 
68
Bu sülale 1330-1686 yılları arasında hüküm sürmüştür. 
69
Ünlü halk müziği sanatçısı İsmail Türüt bu boydandır. 


Durut boyu mensuplarına da özellikle Trabzon’un doğusundaki Değirmendere 
koytağında rastlanmaktadır. Rus yıllıklarında yer alan Durut-aba etnik adı da bu 
Türüt/Durut’la ilgilidir(23,382). 
Balta etnik adı da Doğu ve Batı Deşt-i Kıpçak boyları arasında 
bulunmaktadır. Bu boyun mensuplarına Kazak, Kırgız, Başkurt, Özbek ve 
Türkmen boy ve oymakları arasında rastlamak mümkündür. Doğu Karadeniz 
bölgesinde Balta adlı sülale ve yer adları da vardır(7, 178). Sivas’ın Şarkışla 
İlçesinde bir köyün adı Balta’dır. 
Artvin’in Zeytinlik Bucağına bağlı köylerde Terteroğlu aile adı vardır. 
Bunlar Kuman Beyi Terter’den ismini almışlardır(7, 176-177). 
Sarallar da bölgede yaygın olarak bulunan bir başka Kuman oymağıdır. 
Bölgede genellikle Artvin, Rize ve Trabzon illerinde yerleşmişlerdir. Günümüzde 
Of ilçe merkezi, Solaklı deresi koyağında ve Sürmene ilçesinde Saral adını taşıyan 
çok sayıda aile yaşamaktadır. Saral sözünün Sarı etnik adından geldiği 
görülmektedir. Sarılar bilindiği gibi başta Altay, Kırgız, Kazak, Türkmen, Başkurt 
boyları olmak üzere hemen hemen bütün Türk boyları arasında bulunan bir boydur. 
Mehmet Bilgin bu sözü Sarı + el / il> Sarı'nın İli> Sarıali'nin il’i biçiminde 
anlamlandırmıştır. Bize göre de böyle olmalıdır. Ardeşen / Işıklı Ortaalan köyü 
halkının tamamı Saral ailesinin mensuplarından oluşmaktadır. Artvin Zeytinlik 
Bucağı Yukarı Maden (Yukarı Hod) köyünün güney doğusunda da Saralet mezrası, 
Manisa Gördes'de de Sarallar köyü vardır (8,16,28). 
Doğu Karadeniz bölgesinde Kuman boylarından ismini alan bir yerleşim 
yeri de Borçka ‘dır. Borçka ismini bir Kuman boyu olan Borçoğlu (Macar 
kaynaklarında Borçsol, Rus kaynaklarında Burceviçi) den almaktadır(7.177). 
Ortaçağ Arap kaynaklarında An-Nuveyri’nin eserinde Burcoğlı(30,540-541) 
biçiminde bu boyun adı yer almaktadır. Burç aynı zamanda bugünkü Kazak boyları 
arasında da bulunmaktadır. Borçka da Kuman yerleşim yerlerindendir. 
Kuman adı ve Kumanlarla ilgili yer ve su adlarına Karadeniz’in büyük bir 
kesiminde rastlamak mümkündür. Özellikle Tranbzon ve Rize çevresi ile Giresun, 
Ordu ve Samsun’da Kuman adı yaygındır.
Dağıstan, Yukarı-Kür Çıldır ve Çoruk boylarında adına rastlanan Kuman 
oymaklarından biride Kumar ya da Komar oymağıdır. Bölgede bulunan Komarit 
(Komarlar anlamında, şimdi Barış köyü / Of), Komara (şimdi Yalıncak köyü / 
Trabzon) köy isimleri bu oymağın bir kolunun da Trabzon bölgesinde yerleşmiş 
olduğunu göstermektedir(7,177). Bu boya Kumar ve Kamar biçimlerinde 
Anadolu’nun değişik yerlerinde boy ve yer adı olarak da rastlanmaktadır. 
Değerli araştırmacı Mehmet Bilgin bölgede rastlanan Kuman kökenli yer ve 
aile adlarını şöyle sıralamaktadır: Ayaz/Ayazoğlu, etnik adına Kırgız boyları içinde 
de rastlanmaktadır.
Balaban / Balabanoğlu, etnik adı ve sülale adı da Oğuzlar ve Kıpçaklar 
arasında yaygındır. Memluklar tarafından kurulan Delhi Türk Sultanlığının en 
güçlü hanlarından birisi Balaban(1266-1290)’dır. Balaban Anadolu’da Türkmen 
oymakları içinde oldukça yaygındır. Ancak bu Balabanların Doğu Karadeniz ve 
Doğu Anadolu’da bulunanlarının Kıpçaklarla ilişkisi bulunabilir. Balaban Sivas’ın 
Darende ilçesinde, Edirne’de, Kırklareli’nde ve Mardin Merkez İlçeye bağlı 
köylerin adıdır. 


Barkan, Buğa / Boğalıoğlu, Çakan, Çora, Kaba / Kabaoğlu, Kaban / 
Gabanlar, Kaçmaz, Kara, Karaca, Karaduman, Kepenek, Koç, Koçali/Koçalioğlu, 
Koçkar, Kolbas, Külünkoğlu, Tepret / Tepretoğlu, Tolun, Toruntay, Ulaş, Yulaç 
(7,178) gibi Kumanlarla ilgili sülale ve yer adları da Karadeniz’deki diğer 
isimlerdir. 
Yakın dönemde Kafkaslardan Anadolu’ya göçlerle 1859 Ağusto’undan 1861 
Ağustos’una kadar iki yıllık dönem içinde Kırım Tatarları ve Nogaylarla birlikte 
onların içinde bulunan Kıpçak boyuna mensup çok sayıda kişi gelmiştir(5,50-
539)
70

Balkanlara inen ve Bizans’a saldıran Peçenekleri Bizans’ın daveti ile yenip 
dağıtan Kumanların bir grubu 1094 de Edirne’ye kadar bütün Balkanları istila 
etmiş ve daha sonra da Bizans’la savaşmış ve Bizans’a yenilmişlerdi. Kuzeyde ise 
iki yüzyıl kadar yaşayan Kumanlar,1238-39 kışında Moğollara yenilmiş ve 
dağılmak zorunda kalmışlardır. Bu tarihlerde Balkanlara inen Kumanlar Bizans 
tarafından tımarlar ve askeri görevler verilerek Trakya’da, Makedonya’da ve 
Anadolu’da Menderes vadisinde iskân edilmişlerdi. Dağılan Kumanların bir kısmı 
Macaristan’a geçerken bir kısmı da ya Moğollara katılmış ya da Moğolların 
sürüklediği doğulu Kumanlar ve diğer Türk unsurlarına katılmıştır. Batıda Bizans, 
Macaristan, Bulgaristan, Romanya ve Rusya hattında önemli roller oynayan 
Kumanlar doğuda da Gürcistan’ın altın çağını yaşamasını temin etmiş, Trabzon 
Krallığında ve Mısır’a kadar uzanan sahada etkinliklerini sürdürmüştür.
Bu kavimler ard arda ve batıya doğru olan göçlerinde Doğu Avrupa da ve 
Balkanlarda günümüze uzanan birçok milletin oluşmasına katkıda bulunurken, 
Bizans ile olan mücadelelerinde Bizans tarafından çeşitli oyunlarla birbirlerine 
kırdırılmış yenilenlerin bakiyeleri Balkanlar da ve Anadolu da çeşitli yerler iskân 
edilerek Hıristiyanlaştırılmış ve askeri hizmetlerde kullanılmıştır. Moğol tehdidinin 
başladığı yıllarda Eflak ve Buğdan da oturan Kumanlar arsında Katolikliği yayma 
çalışmaları başlamış ve 1227 de Kumanların hakanı Borç ve 15.000 Kuman 
Hıristiyan olmuştur. 
1088-1091 yılları arasındaki olaylarda Peçenekler’in; İpsala, Enez/Meriç 
Ağzı, Hayrabolu, Babaeski, Çorlu, Çatalca’da oldukları ya da bu civarda Bizans ile 
savaştıkları bilinmektedir. Bunun yanı sıra Kuman-Kıpçaklar ise Enez’de 
saptanabilmektedir(18, 213-258). 1189-1242 yılları arasında Kuman-Kıpçaklar’ın 
farklı yıllar arasında Dimetoka kalesi ve kentine, Filibe ve Edirne’ye -her biri kısa 
süreli de olsa- hükmettikleri görülmektedir. Yine aynı dönemde Kuman-
Kıpçaklar’ın özellikle Ulahlar ve Bulgarlar’la işbirliği hâlinde Makedonya ve 
Trakya’ya seferler düzenleyip Çorlu ve İpsala’da Bizans’a karşı savaştıkları -hatta 
İstanbul surları önlerine kadar geldikleri- belirlenmiştir. O dönem kuzeyden gelen 
Moğollar’ın baskısıyla kaçan Kuman topluluğu, Bizans hizmetine alınmıştır. 
Trakya’da ve Teselya’da göçebe olarak yaşayan 10,000’lerce Kuman’ın 
varlığından söz edilmektedir. Hatta 1241/1242 yılında (bir kısmı 
Hristiyanlaştırılıp) bir bölümü Trakya ve Makedoya’ya, geri kalanlarıysa 
70
Osmanlı Tahrir defterlerindeki kayıtlara göre 23 Ağustos 1859’da Kırım’dan Kıpçak kabilesinden 47 hane 183 
kişi, 25 Ekim 1859’da Kıpçak kabilesinden 116 hane ve 618 kişi, 26 Ekim 1859’da Kıpçak kabilesi Hoca Ahmet 
oymağından 12 hane 53 kişi, 2 Şubat 1861’de gelen ilk kafilede Minkat ve Peştun kabileleri ile birlikte Kıpçak 
kabilesinden de 215 hane ve 1191 kişi Anadolu^ya Adana ve çevresine iskan edilmiştir. 


Anadolu’da Frigya Bölgesi’yle Menderes Vadisi’ne köylü olarak yerleştirilmişti. 
Menderes’e yerleştirilmelerinin nedeni herhâlde Selçuklular’ın Menderes 
Havzası’na yönelik akınlarının durdurulmasıydı ki bu formülün etkili olduğu 
söylenmektedir (32,13;31, 78-79;3,9,11).
Kıpçakların Kırım-Sinop yoluyla Kastamonu’ya getirilip çevreye 
yerleştirildiğini tarihi kaynaklar kaydetmiştir. Çobanoğullarının Kıpçak Türkleri ile 
olan münasebetleri de yine etnik ve ağız özellikleri açısından önemli bir yer teşkil 
eder. Moğolların Kırım ve bu bölgedeki Kıpçak ilini istila etmesi sonucu bölgede 
büyük bir karışıklık çıkmış bunun neticesinde önemli bir liman şehri olan Sudak 
Rusların eline geçmiştir. Selçuklu Sultanı I. Alâddin Keykubat bu durum 
karşısında Kırım’a yapılacak sefer için Hüsameddin Çoban Bey’i 
görevlendirmiştir. Deniz aşırı bir sefer olması ve Selçukluların Sinop’ta kurduğu 
deniz kuvvetlerinin ehemmiyetini göstermesi bakımından bu savaşın ayrı bir önemi 
daha vardır. Hüsameddin Çoban Bey’in büyük bir başarıyla gerçekleştirdiği bu 
sefer, Sudak’ın alınmasıyla bitmemiş Rus Meliki ve Kıpçak Hanını vergiye 
bağlanmasıyla neticelenmiştir. Hüsameddin Çoban daha sonra beraberinde 
kıymetli hediyeler ve Kıpçak köleleri ile önce Sinop’a oradan da Kastamonu’ya 
dönmüştür (36,38-39).
İşte bu gelişmeler Kastamonu ve yöresi ile Kırım’da yaşayan Kıpçakların 
ilişkilerinin geliştirilmiş olabileceğini gösterir. Ayrıca Kastamonu’ya hâkim 
Türklerin birçok ülkeyle denizcilik münasebetlerinde bulunması Evliya Çelebi’nin 
H.1050’de yaptığı Karadeniz gezisinde de not alınmıştır.
Zeynep Korkmaz’ın tespit etmiş olduğu Bartın ve yöresindeki Kıpçak dil 
unsurları ile Kastamonu’nun özellikle kıyı kesimlerindeki Kıpçakça özellikler, 
bölgeye Mısır ve Kırım Kıpçaklarının yerleşmiş olabileceğini göstermektedir(19).
Kıpçaklar 1250 yılında Mısır Memluk Devletini kurduktan sonra 
Anadolu’daki beyliklerle ilişkilere girmişler, zaman zaman beyliklerin daveti 
zaman zaman da kendileri Anadolu’ya girmişlerdir. Güneydoğu Anadolu, Akdeniz 
ve İç Anadolu’da Memluklar tarafından yapılan ve tamir ettirilen birçok eser 
bulunmaktadır. Mısır Memluk Devletinin 1517’de Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan 
Selim tarafından yıkılmasından ve Halifeliğin Osmanlı’ya geçmesinden sonra 
Anadolu topraklarına özellikle Kilis ve çevresine Kıpçak yerleşmeleri olmuştur. 
Kilis’in Musabeyli İlçesinin Gündeğer Köyünün eski adı Kaman’dır(37). Kaman 
bilindiği gibi Kuman boylarından biridir. Hatta bazı araştırmacılara göre Kuman 
adının bir başka söyleniş biçimidir. Kazak, Kırgız, Özbek boyları arasında 
yaygındır. Beş Kaman ve Közkaman biçiminde Manas Destanında ve Kırgız 
boyları arasında da yer almaktadır. Anadolu’da Kırşehir ilimizin büyük 
ilçelerinden birinin adı da Kaman’dır. Bundan başka Kayserinin Pınarbaşı, Bartın 
Merkez, Osmaniye’nin Bahçe, Sivas’ın Yıldızeli ilçerinde de Kaman adlı köyler 
mevcuttur. 
1333’te ölen Arap yazarı En-Nuveyri Kıpçakların on bir boyu arasında Kara 
Börklü kabilesinden bahseder. Karabörklü bilindiği gibi Karakalpak ve Karapapak 
adalrı ile özdeştir. Bugünkü Özbekistan’ın özerk bölgesi olan Karakalpakistan 
halkı bunlardır. Karapapak veya Karabörklülere Anadolu’nun özellikle Kars ve 
çevresi, Ağrı, Erzurum, Muş, Amasya ve Tokat’ta rastlanmaktadır. Sivas’ın Ulaşlı 
ilçesi Acıyurt Köyü sakinlerinin tamamı Karabörklü veya Kapapapaktır. 




Достарыңызбен бөлісу:
1   ...   95   96   97   98   99   100   101   102   ...   187




©dereksiz.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет