Karay T.: Yilaman bala emçek beril’mez.
Kaşkay T.: Ağlamayana süd yoh.
Kazak T.: Cılamagan balaga emşek bermeydi.
K. Azr. T: Aglamayan uşaga süd vermezler.
Kerkük T.:Yığlamıyan uşağa emcek vermeler.
Kıbrıs T.: Ağlamayan çocuğa meme yogdur.
Kırgız T.: İylabagan balaga emçek cok.
Kırım Tatar T. Aglamayan balaga emçek
bermezler.
Kumuk T.:Yılamagan balaga/yaşga emçek bermes.
Nogay T.: Bala yılamasa, anası emşek bermeydi.
Özbek T.: Bala yıglamasa, ana süt bermes.
Tatar T.:Yılamagan balaga emçek bermeyler.
Türkmen T.:.Aglamadık oglana emçek yok.
Tuva T.:Iglavaan çaşka emik emzirtpes.
Urumlu T.:Aglamaan balaa köküs vermiyler.
Uygur T.:Bala yiglimisa, ana emçek salmas.
Yakut T.: İtaabat oğonu emseh
teebetter.(Çobanoğlu 2003b)
Bu atasözü de Karahanlı dönemi hariç bütün
tarihi devirlerde ve Türk dünyasının bütün
bölgelerinde yer almaktadır. Yukarıda yer
verdiğimiz iki örnek atasözü ve daha önce
zikrettiğimiz çalışmamızda (Çobanoğlu 2003b) yer
alan 30.000 versiyonuyla 1000 tanesi ne anlam
ifade etmektedir? Din değiştirmeye ve coğrafi
bölgelerin uzaklığından ve ağız özelliklerinden
kaynaklanan kelime, ek bazen de aynı anlamda
farklı fiil kullanımı bazındaki değişikliklerin
ötesinde A. Dundes’in (1964) atasözleri
araştırmaları için koyduğu kriterlerden metin,
bağlam ve sözeldoku (texture) özelliklerinin
tamamına sahip olan bu materyalin bir
kültürbilimciye söyleyeceği bir şeyler olmalıdır.
Bunların başında atasözlerinin yapılmasını veya
yapılmamasını ön gördüğü davranışlar manzumesi
olarak ortak zihniyet gelmektedir. İçten dışa doğru
bir tavır alışın ifadesi olarak ortak zihniyetin, Türk
dünyasının ortak kültürel motiflerini ve bunlara
bağlı sosyal ve kültürel değerlerin var olduğu
zeminin atasözleri bazında ne kadar sağlam bir
yapıya sahip olduğu ortaya çıkmaktadır. Hiç
şüphesiz Türk dünyası atasözleri içinde yer alan
bazı atasözleri taşıdıkları evrensel değerler
bakımından dünyadaki bir çok milletin atasözüyle
de benzerlik taşıyabilirler. Ancak Türk dünyasının
geleneklerini görenekleri ifade eden ve onun ortak
duygu ve düşüncelerinin ürünü olup hayat tarzını
ifade edenler ortak psikolojik yapının ve ortak
ruhun da temelini oluşturmaktadır. Uzun siyasi ve
coğrafi ayrılıklardan sonra birbirini tanıma fırsatı
bulan bu kardeş toplulukların bir birlerini en iyi
tanıyabilecekleri zeminin halk kültürü ve özellikle
de atasözleri olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Bir başka ifadeyle, her atasözü, toplumsal
yaşantı içindeki bireyin uyması beklenilen ya bir
genel kural veya bir düstur niteliğindedir. Bu
nedenle de, atasözleri, milletlerin karakterlerini,
hayat karşısında tavır ve zihniyetlerini ifade eden
özlü sözlerdir. Bu bağlamda, dünyanın oldukça
geniş bir kesimine dağılmış olarak yaşayan Türk
kavimlerine ait atasözleri, taşıdıkları mesajlar ve
yönlendirdikleri davranışlar itibariyle, Türk
milletinin temel zihin yapısını gösteren birlik ve
bütünlüğü ifade etmeleri bakımından sözlü edebiyat
türleri içinde ayrı bir öneme sahiptir. Tarih
boyunca, birbirinden hayli uzak coğrafyaları vatan
haline getirmiş olan Türkler’in, atasözlerinde dile
gelen düşünme tarzının esasta aynı olması
sebebiyle, tek bir zihin ülkesinde yaşadıkları ve
aynı sosyal psikolojiyi paylaştıkları görülmektedir.
Bu nedenle de, Türk atasözleri, millî karakterimizi
yansıtan, coğrafya, lehçe vb. farklılıkların ötesinde
zihniyet ve davranışlarımızın kültürel taksonomisi
bağlamında bütün Türkler’i birleştiren önemli bir
kaynaktır. Dahası ve belki de en önemlisi bu henüz
yeterince derlenmemiş muhteşem korpusun dil ve
de Ortak Türk Yazı Dili bakımından sahip olduğu
potansiyeldir.
|